Yerlerinden ettiğimiz börtü böcekler bize hayatı zindan edebilirler

Dang, Chikungunya, Ekinokokkoz, Zika, Anisakiasis…

Hiçbir anlamı olmayan kelimeler gibi gözükse de tıp alanında olanların kolaylıkla anlayacağı hastalık adları bunlar.

Ebola, Sıtma, Kolera, Batı Nil Virüsü..

Bunlar daha tanıdık hastalık isimleri. Hatta Batı Nil Virüsü, İlk kez 1937 yılında Uganda’nın Batı Nil bölgesinde tespit edilen ve en çok Afrika, Batı Asya ve Orta Doğu’ da görülen, 2010 yılından bu yana da ülkemizde de görülmeye başlanan bir hastalık. (Sağlık Bakanlığı, 2015). Taaa Uganda’dan ülkemize gelen bir hastalık. Nasıl mı gelmiş? Sivrisinekler ile.. İklim değişikliği sebebiyle doğal ortamları değişen ve göç eden sivrisinekler sebebiyle.

İnsan kaynaklı olarak hızla değişen İklim nedeniyle, iklim krizi olarak adlandırıldığımız meselenin çok ciddi bir katmanı var bugün köşemizde.


Patojenik hastalıklar. Bu hastalıklar, bir organizmanın neden olduğu, insan vücudunun herhangi bir organında herhangi bir yapı veya işlev bozukluğu olarak tanımlanıyor. Hepimizin anlayacağı şekilde ise bulaşıcı hastalıklar. Börtü böceğin, bakterinin, virüsün, insan vücudu ile bir şekilde teması sonucu ortaya çıkan hastalıklar. Dünya genelinde bu şekilde gelişen 375 hastalığın, yüzde 58 inin yani yarısından fazlasının 218 hastalığın, iklim krizi sonuçları sebebiyle daha etkili olabileceği belirlenmiş bu ay içinde yayınlanan yeni bir araştırma ile. Yani kuraklık, seller, ısı değişimi, okyanusların ısınması ile artan hastalıklar bunlar. (Patojen olarak adlandırılan mikroorganizmalar; insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde hastalık oluşturan bakterilerdir)

Manoa’daki Hawaii Üniversitesi ve ABD’deki Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden bir grup araştırmacının yaptığı “Over half of known human pathogenic diseases can be aggravated by climate change”* başlıklı çalışmanın sonuçları bunlar.

Araştırmanın konusu; Sera gazı emisyonlarına duyarlı on iklimsel tehlikenin, bilinen insan patojenik hastalığı üzerindeki etkileri.

Araştırmanın sonucu; Patojenik hastalıkların yarısından fazlası, iklim değişikliği sebebi ile daha fazla kişide, daha fazla yerde daha ağır şekilde yaşanabilir.

Peki İklim Krizi nasıl oluyor da bu hastalıkları daha ağırlaştırıyor?

Araştırma, sera gazlarını artıran, fosil yakıtların (doğalgaz, petrol, kömür) kullanımından doğan kirli gazlar dediğimiz emisyonların yarattığı on iklimsel tehlike ele alınarak yapılmış. Bu tehlikeler sırasıyla;



  1. Havanın ısınması
  2. Kuraklık
  3. Isı dalgalanmaları (aşırı ısı olayları); şu anda Almanya’da ciddi bir şekilde yaşanıyor; bir gün hava sıcaklığı 26 derece iken diğer gün 42 dereceye ulaşıyor.
  4. Orman yangınları
  5. Seller; geçen hafta başta İstanbul olmak üzere birçok ilimizde tanık olduk maalesef
  6. Okyanusların ısınması
  7. Deniz seviyesinin yükselmesi
  8. Fırtınaların artması
  9. Okyanuslardaki fiziksel ve kimyasal değişiklikler
  10. Doğal arazi örtüsünün değişmesi





Bu değişiklikler nelere sebep olabiliyor onlar da tespit edilmiş;

İklim krizinin en önemli göstergelerinden biri göçlerdir. Bu göçleri insan göçleri ile sınırlamak mümkün değil. Bu göçleri türlerin coğrafya değiştirmesi olarak değerlendirmek gerekiyor; dolayısı ile hastalıkların bulaşmasını sağlayan bakteriler, virüsler, hayvanlar, sivrisinekler, kene, pire gibi vektörlerin alanı genişliyor. Tıpkı en başta yazdığım taaaa Uganda’daki Batı Nil Virüsü ’nün ülkemizde görülmesi gibi..



Isınma ile,

  • Isınma buzun erimesi ve bir zamanlar donmuş patojenlerin açığa çıkması anlamına da geliyor. Kuzey Kutup dairesindeki bir şarbon salgınının genetik analizleri, bakteri türünün eski olabileceği ve donmuş toprak çözülürken ortaya çıkarılan bir hayvan cesedinden çıkmış olabileceğini düşündürmüş araştırmayı yapanlara.
  • Ve ayrıca sıcak hava dalgaları, su ile ilgili eğlence etkinliklerini artırarak, su kaynaklı hastalıkların artan vakaları ile ilişkilendirilmiştir.

Kuraklığın da;

  • Sınırlı gıda kaynakları yarasaların, kemirgenlerin ve primatların yiyecek arama veya yenilerini bulmak için daha geniş alanlarda hareket ederek virüsleri yayması ile ilişkilendirilirken.
  • Kalan su kaynaklarının çevresinde sivrisineklerin ve kuşların toplanmasına da neden olarak Batı Nil virüsünün bulaşmasını kolaylaştırdığı,
  • Kuraklık ve yoğun yağışın, çiftlik hayvanlarının uygun alanlara taşınmasında rol oynadığı, bu da salgınlarına yol açtığı ile ilgili olduğu araştırmada açıklanmış.

Orman yangınlarının, tarla farelerini insan yerleşimlerine sığınmak zorunda bırakması, ısınmanın neden olduğu kar örtüsündeki azalmalar, arazi kullanımı değişiklikler ile insanların vahşi alanlara girmesini kolaylaştırması; insanları vektörlere ve patojenlere daha yakınlaştırdı.

Fırtınalar, yoğun yağışlar ve seller durgun sular yarattı, sivrisineklerin üreme ve büyüme alanlarını ve yaydıkları patojen dizisini artırdı. Okurken zorlandığım, yazdığımda çoğumuzun bilemeyeceği onlarca solunum ve cilt hastalığına sebep olduğu (Cryptosporidiosis, Lassa ateşi , giardiasis, gastroenterit. Gibi gibi ) da bilgiler içinde.

Okyanus ısınması ile de, zararlı alg patlamalarının neden olduğu hastalıkların büyümesini hızlandırdığı araştırma sonuçlarından bir diğeri.

Her yıl milyonlarca kişinin öldüğü bu hastalıkların iklim krizi sebebi ile daha da ağırlaşması mümkün ve zaten yaşanıyor. Bu hastalıkların hiçbiri hiç kimseye çok uzak değil. Çok yakın bir zamanda hep birlikte yaşadığımız COVID-19'un ortaya çıkmasının neden olduğu küresel sıkıntı, işte tam da burada yazılanlara somut bir örnek. Artan COVID-19 vakaları Endonezya'daki yağış artışları ile ilişkilendirilirken, yüksek sıcaklıkların da vaka artışlarında etkili olduğu söylendi uzmanlarca. Covid bize bu hastalıkların bölgesel olmadığını dünyanın her köşesinde yaşanabileceğini çok acı bir şekilde gösterdi maalesef.









İklimsel tehlikeler hastalıkları ağırlaştırırken sadece bununla da kalmıyor; bakın daha ne sonuçlar yaratabiliyor;

  • İnsanın vücut kondisyonunu değiştirerek patojenlerle başa çıkma kapasitesini azaltması,
  • Tehlikeli koşullara maruz kalmanın yarattığı stresin eklenmesi,
  • İnsanların güvensiz koşullara zorlanması,
  • Tıbbi bakıma erişimin azalması,
  • Vücudun yetersiz beslenmesi ile hastalığa karşı bağışıklığın etkilenmesi,
  • Sel, kuraklık ve kasırga gibi yaşamı tehdit eden koşullara maruz kalınması sonucu geçim kaynaklarının yitirilmesi,
  • Tıbbi sağlığa, temel malzemelere erişimin azalması sonucu zührevi hastalıklar salgınların artması.

İklim Krizi gerçek, insan sağlığı üzerine yarattığı tehdit büyük. Krizin en büyük sebebi olan sera gazlarını artıran emisyonları azaltmak için acilen önlemler alınmasının ihtiyacı çok net ortada.

Hükümetlerin yapması gerekenleri hepimiz biliyoruz ama onların bir şey yapmasını beklerken bizlerin de kendi sorumluluklarımız yerine getirmemiz gerekiyor ki hem karar alıcıları harekete geçirmek hem de başımızı yastığımıza koyduğumuzda rahat uyuyabilmek için. İklim krizine önlem alınmaz ise daha ağır bedeller ödeyebilir insanoğlu. Yani ben, siz, o. Çocuklarımız, annemiz babamız dostlarımız. Bizler covid 19 u yaşadık, kayıplar verdik, çok acılar çekildi. İklim krizi sebebi ile ortaya çıkan sonuçların zaten var olan hastalıkları daha da çoğaltmaması, daha ağır yaşanmaması için bizler alışkanlıklarımızı değiştirmek zorundayız. Tüketimi azaltmak zorundayız ki iklim krizine en yüksek derecede etkili olan sera gazlarının artışına katkı sağlamayalım. Yeni bir ayakkabı, yeni bir araba, yeni alınacak her şey bir kez daha bir kez daha düşünülmeli. İhtiyaç mı? İstek mi? hepimizin ilk sorusu olmalı. Moda diye mi almaya çalışıyorum gerçekten yeni bir şeye ihtiyacım var mı? Hiç ama hiç aklımızdan çıkmaması gereken; Çocuklara yaşanabilir bir dünya bırakmak zorundayız.

Bu arada yazının başında yazdığım; Dang “kırık kemik humması” , chikungunya “iki büklüm” anlamına gelen hastalıklarmış. Yani çok acı çok ızdırap.

*Nature.com adresinden ulaşabilirsiniz

“Bilinen insan patojenik hastalıklarının yarısından fazlası iklim değişikliği ile ağırlaşabilir”
 
Üst Alt