Siyasi parti (eskiden fırka, farklı görüşe sahip topluluk), benzer siyasi görüşleri paylaşan kişilerin bir ülkenin yönetiminde söz sahibi olmak üzere kurdukları sivil örgütlere verilen isimdir. Yine siyasi partiler; devlet dışında örgütlenmiş, serbestçe kurulup faaliyet gösteren özel hukuk tüzel kişileridir. Siyasi partiler demokratik sistem içinde hayati öneme sahip işlevler yerine getirmektedirler ve günümüze kadar partilerin yerine bu işlevleri üstlenebilecek başka bir araç yada mekanizma bulunmuş değildir. Bu sebeple siyasi partilerin alternatifleri yoktur. Ve partiler demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarıdır. Toplumun homojen bir yapıya sahip olmadığı ve çeşitli açılardan farklılıklara sahip olduğu demokrasilerde, siyasal hayatın da bu farklılıklara paralel olması beklenir. Farklı toplumsal talepleri ve görüşleri temsil eden siyasi partilerin, siyasal yarışa katılması ve bu talepleri devlete taşımaları bu çoğulculuğun bir gereğidir. Bu çoğulculuğun korunması için, siyasi partilerin, eşit ve adil şartlarda seçim yarışına girmesi gereklidir. Siyasi partilerin en temel işlevi; milli iradenin oluşumuna katkıda bulunmaları ve bu iradeyi devlet yönetimine taşımalarıdır. Siyasi partiler gerek topluma sundukları programlar ve gerekse toplumda oluşan dağınık görüş ve düşünceleri bir araya getirerek bu işlevi yerine getirirler. Siyasi partiler bu işlevi yerine getirirken de devletten bağımsızdırlar. Bunun en önemli göstergesi mali bağımsızlıklarıdır. Siyasi partilerin toplumsal taleplere açık olabilmeleri ve toplumda oluşan düşünceleri toparlayıp milli iradeyi devlete taşıyabilmeleri için topluma karşı kapalı olmamaları gerekir. Her tüzel kişide olduğu gibi yaşamını sürdürebilmesi, seçimlerde propaganda faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi ve de iki seçim arasında aktif kalabilmesi için gelir ve giderlerinden oluşan bütçelere ihtiyaç duyarlar. Siyasi partilerin giderlerini (kanunda tanımlanmış) karşılayabilmeleri için finansmana ihtiyaçları vardır. Gelirlerini oluşturan ana kalemler üye aidatları, bağışlar (ki üst sınır yasayla belirlenmektedir), kamusal destekler ve diğer gelirler olarak adlandırılmıştır. (Siyasi Partilerin Finansmanı-Dr. C.D.Uzun)
ADİL VE EŞİTLİKÇİ SEÇİMLER
Kamusal destekler de doğrudan yardım ve dolaylı yardım olarak yasalarımızda düzenlenmiştir. 1988 tarihli düzenlemede belirtilen seçimlere girmiş en az %7 oy almış partilere doğrudan devlet yardımı yapılmasıyla ilgili düzenleme %3 oy alan partilere verilir diye güncellenmiştir. Partilerin her yıl yapılan mali denetimlerini Anayasa Mahkemesi adına Sayıştay gerçekleştirmektedir. Bu açıklamalar normal bir düzen içerisinde olan partiler için yapılmış bir düzenleme olup, iktidarda bulunan parti veya partilerin suistimaliyle seçimlerin adil ve eşitlikçi yapılması hususuna her zaman gölge düşürmektedir. Demokrasilerin en sıkıcı ve tartışmalı bölümü de maalesef burasıdır. Kamu kaynaklarının yasaya aykırı bir şekilde parti amaçları için kullanılması seçimlere gölge düşüren en önemli hususlardandır.
KAMU GÜCÜNÜ KULLANANLAR İÇİN TAKİP KOMİSYONU KURULMALI
Çeşitli kamu görevlerinde bulunan partililerin, özellikle seçim dönemlerinde partiye bağış ve benzeri gelir elde etmek ya da oy alabilmek için sahip oldukları kamu gücünü ve kaynaklarını kullanmaları hem yerleşik hem de gelişmekte olan demokrasilerde rastlanan bir durumdur. Kamu görevlisi bazen de amirleri tarafından illegal emir ve yöntemlerle bu yola sevk edilmektedirler. Türk demokrasisinin ve seçimlerinin en kritik noktası burasıdır. Kamu gücünü eline geçirmiş yerel veya merkezi yönetimler, bu yola sıkça başvurmakta, kanunu muvazzalı bir şekilde dolanabilmektedirler. Kısaca bu durumdan ülkemizi kalıcı bir şekilde kurtarabilmek için tüm partilerin bir araya gelerek oluşturacakları bir komisyon maharetiyle (siyasi ombudsman gibi) kamu gücünü (suistimalle) belli bir parti lehine kullanan görevlileri, kurumları takip ve seçimlere şaibe karıştırmadan adil ve eşitlikçi bir statüyle milli iradeye yansıtmak ve caydırıcı olabilmesi için de yargıya başvurma delillerini toplayabilmelidir. Bu sistemi hiçbir siyasi parti baskı unsuru, tehdit ve fişleme amaçlı kullanmamalıdır.
GAZETECİ VE SİYASETÇİ
Kır koşusu yaparken havada uçan bir balon alçalarak yanına yaklaşmış, yere vurup birkaç kez zıpladıktan sonra tekrar havalanmış. İçinde birkaç adam, dehşet içinde balonun sepetine sıkı sıkı tutunmuşlar.
Adamlardan biri, koşu yapana seslenmiş, “Beyefendi, rüzgar nedeniyle yolumuzu kaybettik, bize nerede olduğumuzu söyler misiniz?” diye.
Koşucu, balondakilere bakmış, “Yerden 20 metre yükseklikte, bir balonun sepetinin içindesiniz” demiş.
Balondaki bozulmuş biraz ve “Beyefendi siz gazeteci olmalısınız” diye seslenmiş!
“Evet” demiş adam, “Gazeteciyim de nasıl anladınız?”
Balondakilerden biri, “Verdiğiniz bilgiler kesinlikle doğru ancak bir işe yaramıyor” deyince! Koşucu; “Sizler de siyasetçi olmalısınız” diye karşılık vermiş.
“Evet öyle” demiş balondaki adam, “Siz nasıl anladınız?”
Yoldaki gülmüş; “Yola çıkarken hava koşullarını bilmiyorsunuz, balonu uçurmayı bilmiyorsunuz, nereye geldiğinizi bilmiyorsunuz, nereye gideceğinizi bilmiyorsunuz. Üstelik içinde bulunduğunuz durumdan dolayı beni suçluyorsunuz.”
ADİL VE EŞİTLİKÇİ SEÇİMLER
Kamusal destekler de doğrudan yardım ve dolaylı yardım olarak yasalarımızda düzenlenmiştir. 1988 tarihli düzenlemede belirtilen seçimlere girmiş en az %7 oy almış partilere doğrudan devlet yardımı yapılmasıyla ilgili düzenleme %3 oy alan partilere verilir diye güncellenmiştir. Partilerin her yıl yapılan mali denetimlerini Anayasa Mahkemesi adına Sayıştay gerçekleştirmektedir. Bu açıklamalar normal bir düzen içerisinde olan partiler için yapılmış bir düzenleme olup, iktidarda bulunan parti veya partilerin suistimaliyle seçimlerin adil ve eşitlikçi yapılması hususuna her zaman gölge düşürmektedir. Demokrasilerin en sıkıcı ve tartışmalı bölümü de maalesef burasıdır. Kamu kaynaklarının yasaya aykırı bir şekilde parti amaçları için kullanılması seçimlere gölge düşüren en önemli hususlardandır.
KAMU GÜCÜNÜ KULLANANLAR İÇİN TAKİP KOMİSYONU KURULMALI
Çeşitli kamu görevlerinde bulunan partililerin, özellikle seçim dönemlerinde partiye bağış ve benzeri gelir elde etmek ya da oy alabilmek için sahip oldukları kamu gücünü ve kaynaklarını kullanmaları hem yerleşik hem de gelişmekte olan demokrasilerde rastlanan bir durumdur. Kamu görevlisi bazen de amirleri tarafından illegal emir ve yöntemlerle bu yola sevk edilmektedirler. Türk demokrasisinin ve seçimlerinin en kritik noktası burasıdır. Kamu gücünü eline geçirmiş yerel veya merkezi yönetimler, bu yola sıkça başvurmakta, kanunu muvazzalı bir şekilde dolanabilmektedirler. Kısaca bu durumdan ülkemizi kalıcı bir şekilde kurtarabilmek için tüm partilerin bir araya gelerek oluşturacakları bir komisyon maharetiyle (siyasi ombudsman gibi) kamu gücünü (suistimalle) belli bir parti lehine kullanan görevlileri, kurumları takip ve seçimlere şaibe karıştırmadan adil ve eşitlikçi bir statüyle milli iradeye yansıtmak ve caydırıcı olabilmesi için de yargıya başvurma delillerini toplayabilmelidir. Bu sistemi hiçbir siyasi parti baskı unsuru, tehdit ve fişleme amaçlı kullanmamalıdır.
GAZETECİ VE SİYASETÇİ
Kır koşusu yaparken havada uçan bir balon alçalarak yanına yaklaşmış, yere vurup birkaç kez zıpladıktan sonra tekrar havalanmış. İçinde birkaç adam, dehşet içinde balonun sepetine sıkı sıkı tutunmuşlar.
Adamlardan biri, koşu yapana seslenmiş, “Beyefendi, rüzgar nedeniyle yolumuzu kaybettik, bize nerede olduğumuzu söyler misiniz?” diye.
Koşucu, balondakilere bakmış, “Yerden 20 metre yükseklikte, bir balonun sepetinin içindesiniz” demiş.
Balondaki bozulmuş biraz ve “Beyefendi siz gazeteci olmalısınız” diye seslenmiş!
“Evet” demiş adam, “Gazeteciyim de nasıl anladınız?”
Balondakilerden biri, “Verdiğiniz bilgiler kesinlikle doğru ancak bir işe yaramıyor” deyince! Koşucu; “Sizler de siyasetçi olmalısınız” diye karşılık vermiş.
“Evet öyle” demiş balondaki adam, “Siz nasıl anladınız?”
Yoldaki gülmüş; “Yola çıkarken hava koşullarını bilmiyorsunuz, balonu uçurmayı bilmiyorsunuz, nereye geldiğinizi bilmiyorsunuz, nereye gideceğinizi bilmiyorsunuz. Üstelik içinde bulunduğunuz durumdan dolayı beni suçluyorsunuz.”