Çağımızda kişisel gelişim her geçen gün biraz daha önem kazanmaktadır. Kitapçılarda kişisel gelişim bölümü raflarının gün geçtikçe arttığını görmekteyiz. Kişisel gelişim merkezli danışmanlık hizmetlerinin de çoğalarak boy gösterdiği günleri yaşıyoruz.
Kişisel gelişim deyince o bölümdeki kitap başlıklarından yola çıkarak, başarı, motivasyon, liderlik, zenginlik, düşünme, zaman yönetimi, imaj gibi konuları içine alan geniş bir yelpazenin olduğunu görüyoruz.
Kişisel gelişim kitaplarının büyük bir çoğunluğu başarılı olmayı, kariyer yapmayı motivasyonu, böylelikle daha zengin bir hayat yaşayacağımızı bir kısmı ise düşünmeyi, mutlu olmayı, duygu yönetimini ve stres yönetimini anlatmaktadır
Kişisel gelişim konusunu kavrayabilmek için ortaya çıktığı, beslenip büyüdüğü ortamı değerlendirmekte fayda var.
İlk kişisel gelişim kitapları 1930 lu yıllarda Dale Carneıge tarafından çıkarılan “Dost Edinme Sanatı”, “Söz Söyleme ve İş Başarma Sanatı” gibi kitapların basımıyla Amerika’da başlamış daha sonra çeşitlenerek ve gelişerek diğer ülkelere yayılmıştır.
Kişisel gelişim, kapitalist bir kültür ortamında doğmuş olması nedeniyle ekonomik rekabetin şiddetini ve bu şiddetin doğurduğu ruhsal arazları bünyesinde taşımaktadır.
Bu nedenle kişisel gelişim kitaplarında bir yanda rekabeti körükleyerek daha hızlı, daha zengin, daha başarılı bir hayat tarzını, hayatın anlamı ve hedefi olarak önümüze koyarken diğer taraftan bunun doğurduğu ruhsal boşluk ve tükenmişlik sendromuna karşı mutlu olma sanatı, dost edinme sanatı, stres yönetimi gibi konular işlenmektedir.
Bir takım kişisel gelişim kitaplarında “Hedefe odaklan başar.” derken bir takım kişisel gelişim kitaplarında ise “Anı yaşa mutlu ol” der.
Kişisel gelişim ekonomik rekabetin ürettiği bir kavram olduğundan, kestirme yollardan zengin olmanın kısa sihirli formülleri sunulmaktadır. “Düşün ve zengin ol,” “Düşün ve başar” “Daha hızlı ol öne geç” gibi kişilere hedefler gösterilmektedir.
Toplumsal değerlerin göz ardı edilerek, salt ekonomik bir başarı duygusunun aşırılığa varması halinde; egoistlik, acımasızlık, manevi boşluk beraberinde gelmektedir. Her aşırılık karşıtını doğurduğundan, maneviyattan yoksun bir maddiyet beraberinde maddeden yoksun bir maneviyat özlemine yol açmaktadır. Maddi başarının açmazlarına düşen batılı bu kez de uzak doğunun maddeden yoksun manevi reçetelerinde ruhunu kandırmaya çalışmaktadır. Bu nedenle uzak doğu felsefeleri, meditasyon gibi salt ruhsal dinginlik verdiği düşünülen mutluluk reçetelerinin peşine düşülmektedir.
Kişisel gelişim kitapları ihtiyatla okunduğunda faydalıdır. Kişi kendini geliştirirken insani değerlerdeki diğer dengeler gözetilmelidir. Salt başarı, salt zenginlik gibi hedefler neticede insanı mutlu etmemektedir.
Bu yazımda kişisel gelişim kitaplarında önerilen ama çok doğru bulmadığım bazı önermeleri irdelemek istiyorum. Kişisel gelişimde başarının, zenginliğin, kariyerin sihirli formüllerini verdiğini iddia eden tabiri caizse kişisel gelişim balonlarından bazılarına iğne batırmak istiyorum.
İnsandaki Aptallığın Sınırı Yoktur
Çoğu zaman popüler kültüre, moda akımlara karşı körü körüne bir uyumluluk içine gireriz. Çoğunluğun olduğu güç, bizi kendi mecrasına çektiği gibi çoğunluğun yanılmaz olduğu duygusu da bizi bilinçaltımızda o yöne doğru sürükler. Belki de yalnız kalmaktan korktuğumuz ya da dışarıda kalacağımız duygusuyla çoğunluğun yönüne doğru ilerleriz.
Kişisel gelişim konusu da popüler bir kültür olarak bizi kendisine çekmekte hayal ettiğimiz bir hayatın ellerimizin altında olduğu duygusunu vermektedir. Bizlerde bu kadar yayın ve reklâmın etkisiyle büyülü formüllere dikkat kesilmekteyiz.
İngiltere’de bir zaman çağdaş sessiz piyano konseri isminde bir konser verileceği medyadan duyurulmuş. Köşe yazarları bu konserin ne kadar sanat yüklü olduğu konusunda yazılar döşenmişler. Biletler aylar öncesinden bitmiş.
Konser zamanı salon tam kapasite doluymuş. Konser başlamış ve çağdaş sessiz piyano konserini veren kişi hiç ses vermeyen piyanonun tuşlarına 2 saat boyunca basmış. Konser sonunda salondakileri selamladığında olağanüstü bir tezahüratla karşılanmış.
Ertesi günü yapılan bir televizyon programında, konseri verenle röportaj yapılmış. Konseri veren kişi şöyle demiş. “İnsanlardaki aptallığın sınırını ölçmek istemiştim. Meğerse bunun sınırı yokmuş.”
Çoğu zaman popüler kültür karşısında, moda akımlarda “uydum kalabalığa” der çoğunluğa karışırız. Aykırı düşmenin riskinden korkarız.
Kişisel Gelişim Balonlarından Bir Kaçı:
1-Kişisel gelişim kitaplarında şöyle bir cümleyle sık karşılaşırız. O başarıyorsa sende başarabilirsin. Ayrıntıları düşünmediğinizde harika sihirli bir formüldür bu. Çünkü başarmış ünlü insanlar bu formülün kahramanıdır. Hani bir tilki hikayesi vardır.
Bir gün tilki aslana “ Yahu sen nasıl avlanıyorsun yolunu yordamını öğret de bende senin gibi avlanayım.” demiş. Aslan “Çok kolay “ demiş. Başlamış anlatmaya.Uzakta yayılan bir eşeği göstererek “Bak nasıl avlayacağım onu” Sonra Tilkiye dönerek “Gözlerim kızardı mı?” kızardı demiş tilki. “Yelelerim kabardı mı?” kabardı demiş tilki. “Kaslarım gerildi mi?” “gerildi” demiş tilki.Aslan yayından fırlayan bir ok gibi eşeğe doğru koşmuş sonra eşeğe üzerine sıçrayarak bir hamlede yere devirmiş ve parçalamış. Tilkiye de “av böyle avlanır.” demiş.
Yöntemi öğrendiğini düşünen tilki başka bir gün uzakta bulunan eşeği göstererek aslana “Şimdide benim nasıl avlandığımı bir gör.” demiş.
Başlamış “Gözlerim kızardı mı? Yelelerim kabardı mı? Kaslarım gerildi mi?” dedikten sonra eşeğe saldırmış. Eşek tilkiye bir çifte atmış, tilki havalanarak yere düşmüş ve kaburga kemikleri kırılmış. Eşek oradan uzaklaşırken yaklaşan aslana tilki sormuş “Bende senin yaptıklarını yaptım niye böyle oldu?” demiş. Aslan “ Unuttuğun bir şey var dostum” demiş. “Ben aslanım sen tilkisin”
2-Bu tür kitaplarda; “hızlı olmalısın artık büyük balık küçük balığı değil, hızlı balık yavaş balığı yutuyor.” Sözüne sık rastlanmaktadır. Zaman ve diğer insanlarla yapılan abartılı yarış hem insanın erken tükenmesine hem de ahlaki erozyonlara yol açmaktadır.
Kişisel gelişim kitaplarında verilen bir örnek. Safari avına çıkan iki kişi bir kaplanı görünce kaçmaya başlamışlar. Biri çantasından spor ayakkabılarını çıkarıp giyince diğeri sormuş. “Kaplandan daha hızlı koşacağını mı sanıyorsun böyle?” hayır demiş “ Ama senden daha hızlı koşabilirim.”
3-Sürekli “hayal et başarırsın, umut et başarırsın, yeter ki iste başarırsın.” gibi sözlerle tabiri caizse kişiye gaz verilir. Oysa başarının temelinde bilgi, beceri ve yeteneğin olması ve uzun yorucu çalışma süreçlerinin de bulunması yatmaktadır.
Bir konser sonrasında kemancı Fritz Kreisler'in bir hayranı ona koşarak coşkuyla “Sizin kadar güzel çalabilmek için hayatımı verirdim.” demiş. Bu söz karşısında Kreisler “Ben verdim.” Demiş
4-“Zengin olmanın 7 sırrı, başarılı olmanın 7 sırrı, lider olmanın 7 sırrı” gibi kitaplar bize o sırları öğrenirsek zengin, başarılı ve lider olacağımız duygusunu verirler. Oysa bu tür şeyler sır olmaktan ziyade çalışkanlık, zeka, kararlılık ve uzun süren emeğin bir sonucudur. Çiçero kekeme iken uzun süre nehir kenarında çakıl taşlarını ağzına alarak yaptığı eksersiz sonucu ünlü bir hatip olmuştur.
Zengin olmanın 7 sırrının imza gününde genç heyecanla sorar “Üstadım bana zengin olmanın sırrını söyler misin?” Yazar “Valla ben kitabını yazdım kitaptan zengin oldum gerisini bilmem.” demiş.
5-Yine bu tür kitaplar bize ne kadar başarırsak o kadar mutlu olacağımızı söyler. Ağırlıklı olarak dış başarı yani servet, şöhret, kariyer yapmayı hedef gösterilir. Bunlar mutluluğu garantileyen şeyler değildir. Asıl mutluluk sevgi, bilgi, erdem, özgüven, özsaygı, iç barış gibi iç başarılardadır. Çoğu zaman iç başarıyla dış başarı tahterevallinin iki ucu gibidir. Nadiren dengede durur.
Kişisel Gelişim kitapları Nasıl Okunmalı?
1)Kendimizi iyi tahlil etmeliyiz. Kadim zamandan beri söylenen “kendini bil”, “ kendini tanı” sözlerine kulak vermeliyiz. Yoksa gaza gelir yanlış güzergâhta yol alırız.
2)Kişisel gelişim alanında okuduklarımızı felsefe, psikoloji, sosyoloji ve mantık gibi alanlardaki bilgilerle besleyerek önerileri yerli yerine oturtmalıyız.
3)Neticede çok ticarileşmiş ve popüler hale gelmiştir. Sunulan ürünlerin ekonomik düşüncelerle hazırlandığını dikkate almalıyız. Bol reklâmlı, albenili bir pazarın aptal müşterisi olmamalıyız.
4)Kişisel gelişim kitapları düşünmenin, öğrenmenin, üretmenin zevkine ve erdemine inandırıyorsa faydalıdır.
5)Başarılı olmuş kişilerin sözlerini bir reklâm spotu gibi önümüze koyduklarında onların hangi şartlarda ve hangi amaç için söylendiği değerlendirilmelidir.
Ülkemizin, kişisel ve toplumsal gelişimde denge sağlayan, mutlu insanların ülkesi olmasını diliyorum.
Kişisel gelişim deyince o bölümdeki kitap başlıklarından yola çıkarak, başarı, motivasyon, liderlik, zenginlik, düşünme, zaman yönetimi, imaj gibi konuları içine alan geniş bir yelpazenin olduğunu görüyoruz.
Kişisel gelişim kitaplarının büyük bir çoğunluğu başarılı olmayı, kariyer yapmayı motivasyonu, böylelikle daha zengin bir hayat yaşayacağımızı bir kısmı ise düşünmeyi, mutlu olmayı, duygu yönetimini ve stres yönetimini anlatmaktadır
Kişisel gelişim konusunu kavrayabilmek için ortaya çıktığı, beslenip büyüdüğü ortamı değerlendirmekte fayda var.
İlk kişisel gelişim kitapları 1930 lu yıllarda Dale Carneıge tarafından çıkarılan “Dost Edinme Sanatı”, “Söz Söyleme ve İş Başarma Sanatı” gibi kitapların basımıyla Amerika’da başlamış daha sonra çeşitlenerek ve gelişerek diğer ülkelere yayılmıştır.
Kişisel gelişim, kapitalist bir kültür ortamında doğmuş olması nedeniyle ekonomik rekabetin şiddetini ve bu şiddetin doğurduğu ruhsal arazları bünyesinde taşımaktadır.
Bu nedenle kişisel gelişim kitaplarında bir yanda rekabeti körükleyerek daha hızlı, daha zengin, daha başarılı bir hayat tarzını, hayatın anlamı ve hedefi olarak önümüze koyarken diğer taraftan bunun doğurduğu ruhsal boşluk ve tükenmişlik sendromuna karşı mutlu olma sanatı, dost edinme sanatı, stres yönetimi gibi konular işlenmektedir.
Bir takım kişisel gelişim kitaplarında “Hedefe odaklan başar.” derken bir takım kişisel gelişim kitaplarında ise “Anı yaşa mutlu ol” der.
Kişisel gelişim ekonomik rekabetin ürettiği bir kavram olduğundan, kestirme yollardan zengin olmanın kısa sihirli formülleri sunulmaktadır. “Düşün ve zengin ol,” “Düşün ve başar” “Daha hızlı ol öne geç” gibi kişilere hedefler gösterilmektedir.
Toplumsal değerlerin göz ardı edilerek, salt ekonomik bir başarı duygusunun aşırılığa varması halinde; egoistlik, acımasızlık, manevi boşluk beraberinde gelmektedir. Her aşırılık karşıtını doğurduğundan, maneviyattan yoksun bir maddiyet beraberinde maddeden yoksun bir maneviyat özlemine yol açmaktadır. Maddi başarının açmazlarına düşen batılı bu kez de uzak doğunun maddeden yoksun manevi reçetelerinde ruhunu kandırmaya çalışmaktadır. Bu nedenle uzak doğu felsefeleri, meditasyon gibi salt ruhsal dinginlik verdiği düşünülen mutluluk reçetelerinin peşine düşülmektedir.
Kişisel gelişim kitapları ihtiyatla okunduğunda faydalıdır. Kişi kendini geliştirirken insani değerlerdeki diğer dengeler gözetilmelidir. Salt başarı, salt zenginlik gibi hedefler neticede insanı mutlu etmemektedir.
Bu yazımda kişisel gelişim kitaplarında önerilen ama çok doğru bulmadığım bazı önermeleri irdelemek istiyorum. Kişisel gelişimde başarının, zenginliğin, kariyerin sihirli formüllerini verdiğini iddia eden tabiri caizse kişisel gelişim balonlarından bazılarına iğne batırmak istiyorum.
İnsandaki Aptallığın Sınırı Yoktur
Çoğu zaman popüler kültüre, moda akımlara karşı körü körüne bir uyumluluk içine gireriz. Çoğunluğun olduğu güç, bizi kendi mecrasına çektiği gibi çoğunluğun yanılmaz olduğu duygusu da bizi bilinçaltımızda o yöne doğru sürükler. Belki de yalnız kalmaktan korktuğumuz ya da dışarıda kalacağımız duygusuyla çoğunluğun yönüne doğru ilerleriz.
Kişisel gelişim konusu da popüler bir kültür olarak bizi kendisine çekmekte hayal ettiğimiz bir hayatın ellerimizin altında olduğu duygusunu vermektedir. Bizlerde bu kadar yayın ve reklâmın etkisiyle büyülü formüllere dikkat kesilmekteyiz.
İngiltere’de bir zaman çağdaş sessiz piyano konseri isminde bir konser verileceği medyadan duyurulmuş. Köşe yazarları bu konserin ne kadar sanat yüklü olduğu konusunda yazılar döşenmişler. Biletler aylar öncesinden bitmiş.
Konser zamanı salon tam kapasite doluymuş. Konser başlamış ve çağdaş sessiz piyano konserini veren kişi hiç ses vermeyen piyanonun tuşlarına 2 saat boyunca basmış. Konser sonunda salondakileri selamladığında olağanüstü bir tezahüratla karşılanmış.
Ertesi günü yapılan bir televizyon programında, konseri verenle röportaj yapılmış. Konseri veren kişi şöyle demiş. “İnsanlardaki aptallığın sınırını ölçmek istemiştim. Meğerse bunun sınırı yokmuş.”
Çoğu zaman popüler kültür karşısında, moda akımlarda “uydum kalabalığa” der çoğunluğa karışırız. Aykırı düşmenin riskinden korkarız.
Kişisel Gelişim Balonlarından Bir Kaçı:
1-Kişisel gelişim kitaplarında şöyle bir cümleyle sık karşılaşırız. O başarıyorsa sende başarabilirsin. Ayrıntıları düşünmediğinizde harika sihirli bir formüldür bu. Çünkü başarmış ünlü insanlar bu formülün kahramanıdır. Hani bir tilki hikayesi vardır.
Bir gün tilki aslana “ Yahu sen nasıl avlanıyorsun yolunu yordamını öğret de bende senin gibi avlanayım.” demiş. Aslan “Çok kolay “ demiş. Başlamış anlatmaya.Uzakta yayılan bir eşeği göstererek “Bak nasıl avlayacağım onu” Sonra Tilkiye dönerek “Gözlerim kızardı mı?” kızardı demiş tilki. “Yelelerim kabardı mı?” kabardı demiş tilki. “Kaslarım gerildi mi?” “gerildi” demiş tilki.Aslan yayından fırlayan bir ok gibi eşeğe doğru koşmuş sonra eşeğe üzerine sıçrayarak bir hamlede yere devirmiş ve parçalamış. Tilkiye de “av böyle avlanır.” demiş.
Yöntemi öğrendiğini düşünen tilki başka bir gün uzakta bulunan eşeği göstererek aslana “Şimdide benim nasıl avlandığımı bir gör.” demiş.
Başlamış “Gözlerim kızardı mı? Yelelerim kabardı mı? Kaslarım gerildi mi?” dedikten sonra eşeğe saldırmış. Eşek tilkiye bir çifte atmış, tilki havalanarak yere düşmüş ve kaburga kemikleri kırılmış. Eşek oradan uzaklaşırken yaklaşan aslana tilki sormuş “Bende senin yaptıklarını yaptım niye böyle oldu?” demiş. Aslan “ Unuttuğun bir şey var dostum” demiş. “Ben aslanım sen tilkisin”
2-Bu tür kitaplarda; “hızlı olmalısın artık büyük balık küçük balığı değil, hızlı balık yavaş balığı yutuyor.” Sözüne sık rastlanmaktadır. Zaman ve diğer insanlarla yapılan abartılı yarış hem insanın erken tükenmesine hem de ahlaki erozyonlara yol açmaktadır.
Kişisel gelişim kitaplarında verilen bir örnek. Safari avına çıkan iki kişi bir kaplanı görünce kaçmaya başlamışlar. Biri çantasından spor ayakkabılarını çıkarıp giyince diğeri sormuş. “Kaplandan daha hızlı koşacağını mı sanıyorsun böyle?” hayır demiş “ Ama senden daha hızlı koşabilirim.”
3-Sürekli “hayal et başarırsın, umut et başarırsın, yeter ki iste başarırsın.” gibi sözlerle tabiri caizse kişiye gaz verilir. Oysa başarının temelinde bilgi, beceri ve yeteneğin olması ve uzun yorucu çalışma süreçlerinin de bulunması yatmaktadır.
Bir konser sonrasında kemancı Fritz Kreisler'in bir hayranı ona koşarak coşkuyla “Sizin kadar güzel çalabilmek için hayatımı verirdim.” demiş. Bu söz karşısında Kreisler “Ben verdim.” Demiş
4-“Zengin olmanın 7 sırrı, başarılı olmanın 7 sırrı, lider olmanın 7 sırrı” gibi kitaplar bize o sırları öğrenirsek zengin, başarılı ve lider olacağımız duygusunu verirler. Oysa bu tür şeyler sır olmaktan ziyade çalışkanlık, zeka, kararlılık ve uzun süren emeğin bir sonucudur. Çiçero kekeme iken uzun süre nehir kenarında çakıl taşlarını ağzına alarak yaptığı eksersiz sonucu ünlü bir hatip olmuştur.
Zengin olmanın 7 sırrının imza gününde genç heyecanla sorar “Üstadım bana zengin olmanın sırrını söyler misin?” Yazar “Valla ben kitabını yazdım kitaptan zengin oldum gerisini bilmem.” demiş.
5-Yine bu tür kitaplar bize ne kadar başarırsak o kadar mutlu olacağımızı söyler. Ağırlıklı olarak dış başarı yani servet, şöhret, kariyer yapmayı hedef gösterilir. Bunlar mutluluğu garantileyen şeyler değildir. Asıl mutluluk sevgi, bilgi, erdem, özgüven, özsaygı, iç barış gibi iç başarılardadır. Çoğu zaman iç başarıyla dış başarı tahterevallinin iki ucu gibidir. Nadiren dengede durur.
Kişisel Gelişim kitapları Nasıl Okunmalı?
1)Kendimizi iyi tahlil etmeliyiz. Kadim zamandan beri söylenen “kendini bil”, “ kendini tanı” sözlerine kulak vermeliyiz. Yoksa gaza gelir yanlış güzergâhta yol alırız.
2)Kişisel gelişim alanında okuduklarımızı felsefe, psikoloji, sosyoloji ve mantık gibi alanlardaki bilgilerle besleyerek önerileri yerli yerine oturtmalıyız.
3)Neticede çok ticarileşmiş ve popüler hale gelmiştir. Sunulan ürünlerin ekonomik düşüncelerle hazırlandığını dikkate almalıyız. Bol reklâmlı, albenili bir pazarın aptal müşterisi olmamalıyız.
4)Kişisel gelişim kitapları düşünmenin, öğrenmenin, üretmenin zevkine ve erdemine inandırıyorsa faydalıdır.
5)Başarılı olmuş kişilerin sözlerini bir reklâm spotu gibi önümüze koyduklarında onların hangi şartlarda ve hangi amaç için söylendiği değerlendirilmelidir.
Ülkemizin, kişisel ve toplumsal gelişimde denge sağlayan, mutlu insanların ülkesi olmasını diliyorum.