İsteklerinin peşinden gitmek…

İsteklerinin peşinden gitmemek isteksizlik olarak nitelendirebilir mi?

Eğer o arzumuzu gerçekleştirmek için kalbimizle, zihnimizle, ruhumuzla bir yola baş koymuyorsak, yeterince istemiyoruzdur.

Birinin isteği bir diğerinin isteksiz olduğu durumları dışarıda bırakarak, kişinin kendi arzusunu gerçekleştirmesi için tek motivasyonu içerisindeki isteğin gerçekliği ve büyüklüğüdür.

İki ruhu içeren durumlarda istek ortak olmak durumundadır her zaman. Fakat kişi, kendi özgür iradesine dayalı olan arzularını, başkalarının alanlarına girmedikçe, sınırsız olarak kendi gerçeği haline dönüştürebilir..

Arzu ettiklerimizin olmadığı durumlarda onların “olamadığına” kendimizi inandırıp, üzülmek, kendimizi yok saymak; haksızlık etmek ya da bu üzüntüden haz duymaktır aslında..

İsteklerimizin ardından gitmek bizim en büyük özgürlük alanımız. Hayata tutunmak için, ve yaşamımıza renk katabilmek için sahip olduğumuz en derin dürtümüz.

Ne istiyorsan, ona ulaşmak için elinden geleni yap.

Bir erkeği, bir kadını, istiyorsan, o da seni istedikçe, elini tut, bırakma.

Bir işi istiyorsan, bütün kalbinle gerekliliklerini yerine getir.

Bir yeteneğini geliştirmek istiyorsan, her gün üzerinde çalış, emeğini ortaya koy.

Ne istiyorsan, ona ulaşmak için kalbini koy ortaya, kalbinle var ol hep isteklerinin peşinde. Tahmininden de rengarenk olur gerçeğin o zaman.

Sevgim ile,
 
Üst Alt