Demirtaş HDP'yi PKK dan ayırmaya mı çalışıyor?

Selahattin Demirtaş tarafından mahkemede söylenmiş olduğu iddia edilen sözleri dün birkaç kez üst üste okudum. Çözüm için Abdullah Öcalan'ı adres göstermesini HDP ile PKK'yı ayrıştırma stratejisi olarak anlamaya çalıştım, ama olmadı başaramadım. Kendimi fazla iyi niyet gösterirken yakaladım.

Açıkçası iyi niyet yerine kullanabileceğim başka ifadeler de var da kendime kıyamadım. Açıklamayı ilk duyduğumda Demirtaş böyle bir ortamda böyle bir şey söylemiş olamaz diye düşünmüştüm. Bugün de bu konu üzerine yazmayı düşünürken bizim sitedeki Medya Suskun” başlıklı haber dikkatimi çekti. Haberin içeriğinde Demirtaş’ın açıklamalarının HDP resmi hesaplarından kaldırıldığı yazıyordu.

Aynı haberde Demirtaş’ın avukatı Zinar Karavil’in de açıklamaları yer alıyordu. Karavil , açıklamalarında da

”1- Demirtaş bugün duruşmada bir saati aşkın süre savunma yaptı. Sorunların silahla, şiddetle çözülemeyeceğini, PKK'nin silahları bırakması gerektiğini, bunun için de Öcalan ile görüşülmesi gerektiğinin doğru olacağını belirtti.

2- Demirtaş'ın savunması haberleştirilirken acele edildiğinden, sözleri bağlamından koparılmıştır. Durum budur ve Demirtaş bu görüşünü istikrarlı bir şekilde defalarca kamuoyuyla paylaşmıştır” diyordu.

Bugün itibarıyla da haber birçok yerde kayboldu. Ben de yazının başında yazdığım ihtimale doğal olarak geri döndüm. Hatta biraz da mutlu oldum o kadar da saf değilmişim demek ki diyerek. Bu kanaate nasıl mı vardım peki? Dün Demirtaş’ın sözleri olarak kamuoyuna yansıyan sözleri çok beğenenler bugün Avukatı tarafından yapılan düzeltmeleri o kadar beğenmemişler de oradan.

Dün o güya alelacele yapılan haberde Demirtaş Öcalan’ı çözümün adresi olarak gösteriyordu ve bu cümleler HDP’nin resmi hesaplarında kendisine yer buldu. Ama bugün “PKK’nın silahları bırakması gerektiği, bunun için de Öcalan ile görüşülmesi gerektiği” şeklindeki ifade aynı HDP tarafından görmezden gelindi.

Bu durum aslında haberin alelacele yapılmadığını kasıtlı olarak ilk haliyle yapıldığını da düşünmemize sebep oluyor. Düşünsenize muhalefet HDP üzerinden bu kadar gerilmişken Türkiye’nin tamamına hitap etme iddiasındaki bir Demirtaş’ın sözleri ne kadar önemli. O sözlerin söyleniş biçimi bile ne kadar farklı noktalara taşıyabilir gündemi. Demirtaş’ın söylediği varsayılan cümlede neyin çözümünden bahsettiği bile belli değil mesela. Sonra aynı cümlede demokrasi karşılığında diye bir ifade var ki, o ifadenin de ne anlama geldiği anlaşılır değil. Oysa Avukatının yaptığı açıklamada her şey çok net. Öncelikle söyleyeyim ben bu açıklamaya da karşıyım ama ilkiyle mukayese edildiğinde bu açıklama bambaşka bir anlam taşıyor. Kısaca karşı olma sebebim ise herhangi bir çözüm için Öcalan’la ya da mesela FETÖ ile görüşülmesi benim devlet anlayışıma uymuyor.

Ama dediğim gibi konu başka. Zaten konunun başka olduğunu fark eden HDP yönetimi de ilk açıklamanın üzerine atlarken ikinciyi pas geçiyor. Özetle Demirtaş HDP ile PKK ayrıştırmaya çalışıyor. Aslında bunu yeni yapmıyor ama bu sefer bazıları Demirtaş’tan önce pozisyon alarak O’nu boşa düşürmeye çalıştı. Ancak Demirtaş da karşı hamle ile avukatı aracılığıyla pozisyonunu yeniden konumlandırdı. Avukatının da dediği gibi resmi bir mahkemenin kayıtları zaten ortaya çıkacaktı. Buna rağmen haberi kim niye manipüle etti tam olarak bilmiyoruz. Ama elimizdeki verilerle ilk halinin çok beğenilip ikinci halinin yok sayılmasının anlamını biliyoruz.

Bu iklim var, HDP seçmeni de doğal olarak iktidar istiyor. Bu durumda HDP'nin de gömlek değiştirmek için seçime kadar yeterli zamanı var.

Demirtaş ya cümle aralarında böyle cılız ayrıştırma mesajları vermek yerine net bir mesaj verirse ne olacak? Mümkün mü elbette mümkün, işte o zaman HDP yönetiminin ve iktidar isteyen HDP seçmenin tavrı yeni bir siyaset zemini oluşturabilir.

Şimdi bundan sonrasını iyi analiz etmek gerekiyor. Bugün HDP ile PKK arasındaki ilişkiyi sorun edenlerle etmeyenler arasındaki tartışmalarda son derece önemli bir hamleye şahit oluyoruz. Bu hamleyi yapanlardan birisi bizzat HDP diğer ise Demirtaş’ın ta kendisi. Muhalefet de artık bu tartışmayı kendi aralarındaki ana gündem olarak görmemeli. Asıl tartışma yapılması gereken yerde yürüyor zaten. Sonuç oradan çıkacak, oradan çıkacak sonuca göre de herkes kendi değerlendirmesini yeniden yapar. Bakalım iddia edildiği gibi HDP bir aday çıkaracak mı? Ya da bu aday yine iddia edildiği gibi Başak Demirtaş olacak mı?
 
Üst Alt