Atila Sertel: “İktidar Suriyeliler’e Afganlılar’a tanıdığı bazı imtiyazları ne yazık ki Türksoylulardan esirgeyebiliyor…”

Türk, siyasetçi ve gazeteci,Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İzmir’in 2. bölgesinden Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) bağlı Milletvekilliği Atila Sertel ile röportajı okurların dikkatine sunuyoruz:




-Sayın vekilim, basına getirilen kısıtlama sizce bir çok siyasi yazarın tutuklanması ile sonuçlanırsa, bu eylem Avrupa Birliğine üye ola bilmek için çırpınan Türkiye’ye ileride daha bir engel oluşturmayacak mı?

Atila Sertel:
Bu yasa yurtiçinde ve yurtdışında Türkiye’nin itibarını zedeleyecek, basın özgürlüğü endeksinde daha geri sıralara düşmesini sağlayacaktır. Ulusal ve uluslararası basın meslek örgütlerinin çağrısına, direnişine rağmen bu çağrılara kulak tıkayan AKP iktidarı, basın ve ifade özgürlüğü anlamında Türkiye’nin karnesine kırık bir not daha almasını sağlayacaktır. Bu yasa AKP iktidarı ile zaten hayal olan Avrupa Birliği üyeliği de iyice çıkmaza girecektir. Basın ve ifade özgürlüğü anlamında oldukça kötü bir durumda olan ülkemizde bu yasa ile birlikte gazetecilere yönelik baskılar daha da artacak, son derece tehlikeli ve muğlak bir madde olan 29’ncu madde ile gazeteci ve yazarların tutuklanmasının önü açılacaktır. Neresinden bakarsanız bakın, neresinden tutarsanız tutun bu sansür yasası ülkemiz için bir ayıptır. Bu ayıp AKP iktidarınındır ve yeni dönemde bu ayıbı temizlemek bizim öncelikli görevlerimizden biridir.

İran’daki insan hakları ihlali görünümü ile oluşan bu olaylar sizce sonuç verecek mi, yoksa bu olaylar “Doğuda değişim” niyetinde olan ABD ve diğer yabancı güçlerin işine gelecek sünü malzemeden başka bir şey değil mi?

Atila Sertel:
İran’da kadınlar büyük bir özgürlük mücadelesi veriyor. Ben bu mücadeleden bir sonuç alınacağına inanıyorum. Molla ve dikta rejimine lise çağındaki çocuklar dahil toplumun önemli bir kısmı direniyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu olayları yakından izliyoruz ve duyarlı yaklaşıyoruz. Protestoları önlemek için şiddetin dozunu artırdılar. Çok sayıda ölü ve yaralı var. Keza cezaevleri de doldu taştı. Ama buna rağmen bu özgürlük mücadelesinin önüne geçemediler ve geçemezler de. Çünkü bu mücadeleye en önemli destek gençlerden geliyor. Bu nedenle önünde sonunda İran’da bir özgürlük sağlanacaktır.

ac540_tepe-1.jpg


– Türkiye’deki mevcut ekonomi dalgalanmayı bir çok muhalefet iktidara karşı siyasi platform edinerek konuşuyor, Umut Özdağ gibi siyasiler de ekonomi krizin sebebinin göçmenler olduğunu düşünüyor. Sizce bu ekonomi krizin asıl sebebi nedir? CHP’nin peki, bu ekonomi dalgalanma için bir teklifi veya önerisi var mı?

Atila Sertel:
Ekonomik krizin en önemli sebebi ülkeyi yönetemez noktaya gelen AKP iktidarıdır. Dünya genelinde ekonomik anlamda bir yavaşlama yaşansa da ülkemizdeki gibi bu krizi ağır geçiren ülke yoktur. Savaşın devam ettiği Ukrayna ve Rusya’da dahi bu derece ekonomik kriz yoktur. AKP iktidarının 20 yıl sonra ülkeyi getirdiği nokta budur. Bu da tek adam yönetiminin uluslararası ekonomik modellere kafa tutma anlayışının, muhalefetin, bilim insanlarının, ekonomistlerin yapıcı eleştirilerine kulak tıkamasının sonucudur. Faiz düşecek, cari açık azalacak, ithalat azalacak, ihracat artacak, enflasyon düşecek dediler. Ancak gelinen noktada hiçbir hedefin tutturulamadığı, krizin etkilerinin Saray ve çevresi hariç tüm toplumda ağır bir şekilde hissedildiği, cari açığın daha da arttığı, yıllık enflasyonun yüzde 150’leri bulduğu, akaryakıttan elektriğe, doğalgazdan temel gıda maddelerine gelen zamların sağanak gibi yağdığı bir ülke olduk. Bu iktidarın bu ülkeye verecek bir umudu, verecek bir vaadi kalmamıştır ve ülkeyi yönetemez noktaya gelmiştir. Ekonomik krizin altında yatan sebeplerin en başında iktidar vardır. Yerli ve yabancı yatırımcı iktidara güvenmediği, ülkenin savruluşunu gördüğü için yatırım yapmamaktadır. Yatırımın, üretimin olmadığı bir ülkede başarıya ulaşmak da oldukça zordur.

İktidar ekonomik krizin etkilerini artırmak için yapay önlemler alsa da bunların yeterli olmadığı, vatandaşlarımızın her geçen gün enflasyonun altında ezildiği bir gerçektir. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomiyi düzeltmek için iktidara çok sayıda öneride bulunmuştur. Bu önerilere önce şiddetle karşı çıksalar da bazılarını uygulamak zorunda kalmışlardır ve iyi de olmuştur. Bu iktidar gittiğinde ülkeye güven geldiğinde AKP’nin 20 yılda yarattığı ağır tahribat hızla düzeltilmeye çalışılacak. Ve kazanan belli gruplar, saray ve şürekası değil kazanan ülkemiz olacak, vatandaşlarımız olacak.

-Bugün Anayasada başörtüsü ile dahi bir eklemenin bulunması tartışılıyorken, sayın vekilim ne için bugüne kadar 1982 yılında kabul edilen 48 saylı maddenin 2725 bendinin Türksoylularla ilgili kararı Anayasada yer alsa da yürürlüğe girmiyor? Neden bu konu tartışıl mıyor?

as3.jpg


Atila Sertel: Anayasamızın 48’nci maddesi “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” der. Çalışma hakkı, herkesin arzu ettiği bir iş ve insan onurunu koruyacak bir gelir ile yaşamını sürdürmeyi güvence altına alan bir temel insan hakkıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23. maddesinde çalışma hakkı şu şekilde ifade edilmiştir: “…her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına… hakkı vardır”.

Hükümden de anlaşıldığı üzere, çalışma hakkının, herhangi bir ayrım yapılmaksızın, herkese tanınacağı güvence altına alınmıştır. Türkiye’de de çalışma hakkı 1982 tarihli Anayasa’nın 48. maddesi ile güvence altına alınmıştır. Bu madde hükmünde yer alan “herkes” kavramı ile yine şahıslar arasında herhangi bir ayrımın yapılmadığı ve eşitlik esasından hareket edildiği görülmektedir. Dolayısıyla, herkes kavramı kapsamında, vatandaşların yanı sıra, yabancılar da yer almaktadır. Bu da demek oluyor ki, yabancıların da Türkiye’de çalışma hakkı söz konusu olmaktadır. Ve bugün ülkemizde çok sayıda yabancı çalışmaktadır. Ancak Türk soylu yabancıların Türkiye’de çalışma hakkı ve bu hakkı icra ederken uygulamada karşılaştıkları bir takım sorunlar olduğunu biliyoruz. “Yerli ve Milli” olduğunu öne süren bu iktidar Suriyeliler’e Afganlılar’a tanıdığı bazı imtiyazları ne yazık ki Türksoylu vatandaşlarımızdan esirgeyebiliyor. Gelmekte olan iktidarımızda uygulamadaki sorunların çözümü için etkili adımlar atılacağından şüpheniz olmasın.

-Zengezur koridorunun açılması tüm bölge için faydalı olacak bir proje. Türkiye’ye de büyük katkılarda bulunacağı beklenilen bu projenin gercekleşmesi Güney Kafkasya’da Türkiye konumunu nasıl etkiler?

Atila Sertel:
Zengezur Koridoru Azerbaycan’ın yanı sıra Çin ve Orta Asya’yı, hatta Ermenistan ve Avrupa’yı birbirine daha rahat bağlama potansiyeline sahip sosyal, ekonomik, jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli bir proje olarak nitelendirilmektedir. Bu koridor ile gönülden birbirine bağlı olan Türkiye ve Azerbaycan ticari ve birçok anlamda doğrudan birbirine bağlanmış olacaktır. Bu durum bazı ülkelerin çıkarlarına ters düştüğü için karşı çıksalar da önemli olan iki ülkenin kardeşliği ve çıkarlarıdır. O nedenle Azerbaycan ve Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda kararlı adımlar atılacağına ve iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin hakettiği noktaya geleceğine inanıyorum.

Bu düşüncelerle Azerbaycanlı gardaşlarımı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.







Ülker Fermankızı
 
Üst Alt