İçimize dönüp neyi gerçekten istediğimizi bulabilme ve ona sıkıca tutunabilme cesareti çok kıymetlidir.
Bazen yürüdüğümüz yolların, aldığımız kararların gerçek isteklerimizle örtüşmediğini fark ederiz. Ya da artık istediklerimizin değiştiğini… Farkında olsak bile bir başka yolu seçme cesaretimizle tanışmamışız olabiliriz henüz.
Derinden kendimizi dinlemeye izin verdiğimizde, kendimize ihtiyacımız olan zamanı verdiğimizde, ve korkudan uzaklaşıp sevgiye yanaşabildiğimizde, istediklerimizi, geçmek istediğimiz yolları, gitmek istediğimiz yeri anlamaya başlarız.
Farkındalığımızın başlangıcında alışkanlıklarımızdan, değişime gösterdiğimiz dirençli tarafımızdan, güvenli alanlarımızdan, hepsinden uzaklaşmak çok zor ve çok büyük adımlar gibi görünebilir.
Şimdiye kadar öğrendiklerimiz, öğrettiklerimiz, inandıklarımız, bildiklerimiz ise duygu karmaşası yaratabilir.
İlerlemek, değiştirmek, geliştirmek isterken bir tarafımız; durmak, kalmak, aynılıkta var olmak ister bir diğeri.
İsteğini fark eden tarafımız cesaretle tanışır yavaş yavaş fakat; korkularımız, kaygılarımız öylesine baskın gelebilir ki bazen değiştirmek istediklerimizin çıkış noktasından, derinimizdeki arzumuzdan uzağa düşebiliriz.
Hatta hiç öyle bir isteğimiz yokmuşçasına bile hareket edebilir, alışılagelmiş olanla iyi olduğumuza ikna etmeye çabalayabiliriz kendimizi.
Ve bu içinden çıkamadığımız bir döngüye dönüşebilir..
Değişmek ve değiştirmek istediklerimizi değiştiremeyecek duruma bile getirebilir..
Dinginleşebildiğimizde yeniden, hayal edersek ve bir gün kendimizi “orada” görürsek, adım adım inşa etmek, hedefe doğru ilerlemek için yeniden kalbimizin fısıldadıklarını, gür bir tonda duyarak cesaretlenebilir, hayalimize ulaşmak için hareket edebiliriz.
Korkunun, kaygının ve sevgisizliğin çokça var olabildiği yaşam döngüsünde, değişime izin verebilmek, istediklerimiz için harekete geçmek ve çabalayabilmek dileğimle,
Sevgim ile,
Yael
Bazen yürüdüğümüz yolların, aldığımız kararların gerçek isteklerimizle örtüşmediğini fark ederiz. Ya da artık istediklerimizin değiştiğini… Farkında olsak bile bir başka yolu seçme cesaretimizle tanışmamışız olabiliriz henüz.
Derinden kendimizi dinlemeye izin verdiğimizde, kendimize ihtiyacımız olan zamanı verdiğimizde, ve korkudan uzaklaşıp sevgiye yanaşabildiğimizde, istediklerimizi, geçmek istediğimiz yolları, gitmek istediğimiz yeri anlamaya başlarız.
Farkındalığımızın başlangıcında alışkanlıklarımızdan, değişime gösterdiğimiz dirençli tarafımızdan, güvenli alanlarımızdan, hepsinden uzaklaşmak çok zor ve çok büyük adımlar gibi görünebilir.
Şimdiye kadar öğrendiklerimiz, öğrettiklerimiz, inandıklarımız, bildiklerimiz ise duygu karmaşası yaratabilir.
İlerlemek, değiştirmek, geliştirmek isterken bir tarafımız; durmak, kalmak, aynılıkta var olmak ister bir diğeri.
İsteğini fark eden tarafımız cesaretle tanışır yavaş yavaş fakat; korkularımız, kaygılarımız öylesine baskın gelebilir ki bazen değiştirmek istediklerimizin çıkış noktasından, derinimizdeki arzumuzdan uzağa düşebiliriz.
Hatta hiç öyle bir isteğimiz yokmuşçasına bile hareket edebilir, alışılagelmiş olanla iyi olduğumuza ikna etmeye çabalayabiliriz kendimizi.
Ve bu içinden çıkamadığımız bir döngüye dönüşebilir..
Değişmek ve değiştirmek istediklerimizi değiştiremeyecek duruma bile getirebilir..
Dinginleşebildiğimizde yeniden, hayal edersek ve bir gün kendimizi “orada” görürsek, adım adım inşa etmek, hedefe doğru ilerlemek için yeniden kalbimizin fısıldadıklarını, gür bir tonda duyarak cesaretlenebilir, hayalimize ulaşmak için hareket edebiliriz.
Korkunun, kaygının ve sevgisizliğin çokça var olabildiği yaşam döngüsünde, değişime izin verebilmek, istediklerimiz için harekete geçmek ve çabalayabilmek dileğimle,
Sevgim ile,
Yael